Makyaj Malzemelerini Sık Kullanan Ankara Travestileri Bunlara Dikkat Etmeli!

0

Her şey gibi makyaj malzemelerinin de bir kullanım süresi var. Fakat makyaj malzemelerinin de son kullanma tarihleri var. Birçoğumuz bu konuda dikkatli değiliz, hatta süresi geçtikten sonra 6 yıl daha kullanmaya devam ediyoruz.

Kadınların en uzun süre kullandığı kozmetik malzemelerinin başında göz farı geliyor. Normalde göz farının kullanım süresi 6 ay, ancak Avrupa’da bu oran 6 yıla kadar uzuyor! Bozulduğunu anlamadıkları bir ruju 4 yıl, fondöteni 3 yıl kullanan kadınlar sağlıklarını riske atmış oluyor fark etmeden. Altı aylık sex hikaye kullanım süresi olan maskara ise genellikle 2 yıl boyunca makyaj çantasındaki yerini koruyor, tıpkı pudralarda olduğu gibi.

PAO işaretine bakın
Kadınların makyaj malzemelerini atmaya kıyamadığını vurgulayan Oriflame Pazarlama Direktörü Müge Uz, “Kadınlar gıdada kullanım süresine dikkat ediyor. Örneğin sütün tarihi geçmişse hemen atıyor. Ancak söz konusu kozmetik malzemeler olduğunda genellikle kullanım süresine dikkat edilmiyor. Bir kozmetik malzemesini yenilerken iki kere düşünüyor. Oysa kullandığınız kozmetik ürünler de tükettiğiniz gıdalar kadar taze ve tüketmeye uygun olmalı” diyor.

Ürünlerin son kullanım tarihleri ambalajları üzerinde belirtiliyor. Başka önemli bir nokta ise açıldıktan sonra ürünü kullanabileceğiniz süreyi gösteren PAO (Period After Opening yani açıldıktan sonraki raf ömrü) işareti. Bu işaret kapağı açık kavanoz resminin içinde sayı ve “M” harfinden oluşuyor. Kavanoz şeklinin içinde “3M” yazıyorsa bu ürünün açıldıktan sonra üç ay içinde tüketilmesi gerektiğini gösteriyor.

2 haftada 1 yıkayın
Kozmetik ürünlerinin tıpkı kıyafetler gibi düzenli olarak temizlenmesi gerektiğini belirten Müge Uz, kozmetik ürünlerin ömrünün uzatılması için de şu tavsiyelerde bulunuyor:

– Fırçaları iki haftada bir yıkayın. Süngerleri ise her kullanımdan sonra mutlaka yıkayın.

– Kullandığınız ürünü açık bırakmayın. Kapağını mutlaka sıkı sıkı kapatın.

– Fırçaları nemli havlu gibi yerlerin üzerine bırakmayın.

– Ürünler, aşırı sıcağa maruz kalmamalı. Aynı zamanda kozmetik ürünler, banyo gibi nem oranının yüksek olduğu yerlerde de bırakılmamalı.

– Göz kalemlerini düzenli olarak temizlenmiş kalemtıraş yardımıyla açın. Böylece üzerinde bakterilerin oluşumunu engellemiş olursunuz.

– Kozmetik malzemelerini kullanmadan önce mutlaka ellerinizi yıkayın.

– Kozmetik malzemelerinizi başkalarıyla paylaşmayın.

– Ürünün rengi ve kokusunda değişiklik fark ettiyseniz kullanmayı bırakın.

Hangi ürünün ömrü ne kadar
Göz makyajı ürünleri: 6 ay

Ruj ve oje: Kıvamında, renginde ya da kokusunda değişiklik olduğunda kullanmayı bırakmak gerekiyor.

Fondöten: 12 ay

Allık: 12 ay

Kapatıcı: 6 ay

Pudra: 12 ay

Dudak kalemi: 12 ay

Ürünlerin açılmadan son kullanma tarihleri ise:

Ojeler: 30 ay

Parfümler: 60 ay

Diğer tüm ürünler için: Yaklaşık 36 ay

Bozulduğu nasıl anlaşılır
Fondöten: Kıvamı eskiye oranla daha koyudur, uygularken topakçıklar oluşur, renginde ve kokusunda değişiklikler meydana gelir. Fondöteninizin uzun ömürlü olmasını istiyorsanız her kullanımdan sonra ağzını silin ve sıkıca kapattığınızdan emin olun. Fondöteni ışıklı, sıcak ve nemli ortamlarda bırakmayın.

Maskara: Kurur ve zor sürülür. Kadınlar genellikle kurumuş maskarayı sulandırarak kullanmaya devam eder. Göz sağlığınız için kurumuş bir maskarayı asla sulandırarak kullanmayın.

Ruj: Renk ve kokuları değişir, yumuşar ve yağlanır. Rujlarınızın daha uzun ömürlü olmasını istiyorsanız aşırı sıcak ve soğuk ortamlardan uzak tutun.

Oje: Akıcılığını yitirip koyulaşır, renk verici madde solüsyondan ayrılıp şişenin dibine çöker, rengi değişir, parlaklığını yitirir. Her kullanımdan sona şişenin ağzını asetonla temizleyin.

Doğal Görünümlü Fondöten Kullanımı

0

Doğal görünümlü doğru bir makyajın gidişatının belirleyecek olan fondöten uygulamasıdır. Uygulamanıza göre görüntünüzde mucizeler yaratabileceğiniz gibi bir anda yüzünüze bakılmayası hale de gelebilirsiniz. Makyaj yapmak resim yapmaya benzer. Herkes görünürde ‘ben de yaparım’ der ama iş uygulamaya gelince kazlar ayaklarını da toplayıp uzak diyarlara göç ederler. Her şeyin bir püf noktası vardır. İnceliklerini öğrenip bir prensese dönüşmek varken neden kafanızı deve kuşu gibi kumlara gömesiniz ki? Adım adım ilerleyin ve kusursuz görünümne ulaşın.

Cildinizi tanıyın
Nasıl bir cilt yapısına sahip olduğunu bilmeden makyaj yapmaya başlamak baştan çirkin bir görüntünün kitabına ilk cümleyi, atmak olacaktır. Bu sebeple belki önce küçük sex hikaye bir cilt analizi yapılabilir. Doğru markayı seçip makyaj serüveninize ondan sonra başlamalısınız. Her fondötenin içeriği sizin cildinize uymayabilir.

Doğru tonu bulun
Artık cilt tipinizi tanıyorsunuz, üstelik doğru markayı da buldunuz ama elinizde sizi solaryumda bir saat fazla kalmış bilmem kaçıncı dereceden yanmışcasına dolaştıracak bir tonla kasaya doğru gidiyorsanız hemen geri adım atın ve elinizdekini usulca doğru sahibi için raftaki yerine bırakın. Zira sahte bir görüntü makyaj için kesinlikle istenmeyen bir durumdur. Doğal görünüm her zaman iyidir ve üstelik modası da geçmez. Ten renginize en yakın fondöten doğru tondur. Tonun doğruluğunu test etmek için çene veya burun bölgenizde küçük bir parça uygulayabilirsiniz. Ton kartelası sınırlı olsa da milyarla kadının yüzü ve yüzünün tonu kendine ait. Sonsuz tondan sizin için doğru olanı bulun.

Siz bir bütünsünüz
Makyaj yaparken nedense kadınlar o başı bir boynun taşıdığını unutuyorlar. Böylece sırıta sırıta duran o ayrım hemen göze çarpıyor. Bir maske takmış da sokağa çıkmış gibi görünmemek için boyun ve görünüyorsa dekolte bölgenize de fondöteninizden uygulamalısınız.

Fondöteniniz ziyan olmasın
Fondötenin en doğru ve sağlıklı kullanımı fırçayla olandır. Fırçalarınızı her kullanımdan sonra temizlediğiniz sürece en hijyenik yöntemdir. El yardımıyla uygulamak da mümkün tabi, en eski yöntemdir de. Ancak en başta eliniz fondöteni emeceğinden ziyan olacaktır. Siz yine eski yöntemleri boş verin, makyaj konusunda da kendinizi güncelleyin. Fırçanızı da kalitelisinden seçmeyi unutmayın.

Yüzünüze duvar muamelesi yapmayın
Fondötenin tamamlayıcısının pudra olduğunu biliyoruz elbette. Ama pudrayı çok hafif dokunuşlarla uygulamalısınız ki yokmuş gibi dursun ama aslında görevini de yerine getirsin. Sonuçta cildiniz de sizin gibi canlı, ona duvar muamelesi yapmayın. Onu boyamayın, sadece renklendirin.

Makyajınız bir bütün olsun
Doğru fondöten ve pudra uygulaması elbette tek başına yeterli olmayacaktır. Eyeliner ve sade bir rujla makyajınızı tamamlamalısınız. Doğal görünümden uzaklaşmamaya özen gösterin. Yoksa onca doğru fondöten adımlarından sonra aynanın önünden gelinin kız kardeşi makyajıyla da kalkabilirsiniz. Dikkat!

Travesti Partnerlerin Hayatının Kolaylaştıran Makyaj Taktikleri

0

Makyaj yapmak travestiler için zahmetli olduğu kadar keyifli bir süreçtir. Çoğu travesti makyaj yapmayı sever. Bu güzellik rutininde harcanan süreyi en aza indirmek ve minimum çabayla daha iyi görünmek için bazı hileler var. İşte kesinlikle her travestinin bilmesi gereken makyaj ipuçları.

Eyeliner çekemiyorsanız kalemle çerçeve yapın
Eyeliner ile düz çizgi çizerken sorun yaşıyorsanız, önce normal bir göz kalemi ile anahat çizin, ardından eyeliner uygulayın. Bu yöntem yapılan hataları düzeltir ve daha kolay bir uygulama sağlar.

Kirpiklerinize toz far ile hacim verin
Bu basit hile ile rimelinizin daha hacimli olmasını sağlayabilirsiniz. Kirpiklerinize fırçayla biraz toz far uygulayın ve sonra rimelinizi kullanın. Bu yöntem, kirpiklerinizin daha dolgun görünmesini sağlayacaktır.

Eyeliner yoksa rimeli kullan
Eğer elinizde eyeliner yoksa yerine rimelinizi kullanabilirsiniz. İnce bir makyaj fırçası işinizi görecektir.

Dudaklarınızı fırçalayın
Dudaklarınızı kuru bir diş fırçasıyla hafifçe fırçalayın. Bu dudaklarınızdaki ölü deriyi alır ve yumuşatır. Aynı zamanda kan dolaşımını arttıracak ve dudaklarınız daha dolgun görünecektir.

Maskaranızın rengini tazeleyin
Eski maskaranızın içerisine birkaç damla sıcak su dökün ve sallayın. Maskaranızın rengi tazelenecektir.

Rujunuzu allık olarak kullanın
Rujunuzu, aynı zamanda allık olarak da kullanabilirsiniz. Elmacık kemiklerinize biraz ruj sürün ve parmak uçlarınızla yayın.

Alt kirpiklerinize dik bir şekilde rimel uygulayın
Hem üst hem de alt kirpiklere rimel uygularken fırçayı dik tutun. Bu basit ama iyi makyaj hilelerinden biridir. Böylece daha doğal bir görünüm elde edebilirsiniz.

Kirpiklerinizi kesmeyin
İnternette kirpik uzatmak için popüler olan bu uygulama tamamen yanlıştır. Kirpiklerinizi keserseniz eski haline gelmesi 1-2 ay alır. Bu da gayet can sıkıcı bir durumdur.

Rimelin Tarihçesi

Makyajımız rimel olmazsa sanki eksik kalır, bilirsiniz. Aslında her ürün birbirini tamamlar ama ne bileyim rimel bir başka işte, bakışlar derinleşiyor sanki kirpikler uzadıkça. evet, her renk ışığın kandırmacasıyla yüzümüzü bambaşka gösteriyor. Benim bugünkü incir çekirdeğinin hacmini dolduramayacak merakım da bu oldu. Rimel nasıl rimel oldu da birileri alıp onu kirpiklere sürmeyi akıl etti?

Tarihi Eski Mısır’a dayanıyor
Düşününce pek de şaşırtıcı olmadı aslında. Mısırlılar’a ait eski fotoğlarda dikkat çeken hep gözler oluyor sonuçta.

Milattan önce 400’lerde Mısırlılar rimeli kohl ile birlikte gözleri daha da derinleştirmek için kullanırlarmış. Kohl da bildiğimiz bugünün eyelineri işte. Gözlerin böyle derin görünmesi onların inanışına göre kötü ruhları kovarmış.

ilk rimelin içeriği
Aslında şimdiyi düşününce midemiz kaldırmasa da o zamanların imkanıyla gayet anlaşılır oluyor.

İlk rimeli timsah gübresi, bal ve suyu karıştırarak yapmışlar ve fil dişi yardımıylada sürerlermiş. Bugünkünden oldukça farklı öyle değil mi?

Kraliçe Victoria dönemi
Rimel her zaman değerli oldu. Roma’nın çöküşe geçtiği ilk zamanlar da ilgisini yitirir gibi olmuş ama sonra Kraliçe Victoria dönemine geldiğinde ilk iş rimeli tekrar gündeme getirmiş.

Artık rimel daha da ünlenmişti. Ankara travestileri çantalarında taşımaya işe o zamanlarda başlamış. Hatta kendi rimellerini evde yapıyorlarmış. Tabii ki timsah gübresiyle değil.

Kül ve mürver suyunu bir plaka üzerinde ısıtıp krem dokusuna getirip istediklerinde bir fırça yardımıyla sürerlermiş.

İlk kimyasal rimel
Fransız kimyacı Eugene Rimmel, vazelin ve kömür kullanarak yeni bir içerikle 19. yy’da kozmetik rimeli icat etti. Hata adını da soyadından aldı.

Kirpik güzelliği uğruna ölen travestiler 

1933’te Bayan Brown, Lash Lure kirpik markasında bulunan parafinlerin toksik etkisiyle kör oldu. Hatta bu markadan ölen 15 kadın da vardı.

Bugünkü rimelin ilk yapıldığı tarih

1957’de Helena Rubistein kutu içindeki vazelin bazlı rimeli, tüp içinde fırça ile sürülür şekliyle üretti.

Renkli medya dönemine doğru gidildikçe de görsellik daha da ön plana çıktı ve rimel de geliştirilerek bugünlere geldi.

Travestiler Self Lifting Yöntemiyle Kırışıklıklara Veda Ediyorlar

0

İspanya’da geliştirilen Self Lifting yöntemi sayesinde, herhangi bir cerrahi müdahaleye gerek kalmadan kırışıklıklarınızdan kurtulabilirsiniz. Üstelik bu uygulamayı kendi kendinize evinizde yapabilirsiniz.

Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, hiçbir yan etkisi olmayan doğal yöntem hakkında şu bilgileri verdi.

Üç saatlik eğitimle evde uygulayın
Günümüzde güzellik adına birçok uygulama travesti partnerlerin hizmetine sunuluyor. Bu uygulamalardan bir kısmı iyi sonuçlanırken bir kısım bazı alerjik reaksiyonlar, beklenmeyen kasılmalar ve maske yüz gibi durumlar ile sonuçlanıyor. Son yıllarda sıkça gündeme gelen doğala dönüş, organik yaşam algısı ise ankara travestileri daha risksiz ve doğal yöntemleri tercih etmesine sebep oluyor. Tam da bu noktada Japon Lifting yöntemi karşımıza çıkıyor. Benimde aktif olarak kullandığım bu yöntem aslında kırışıklık oluşmadan koruyucu ve oluştuktan sonra da tedavi edici olarak uygulanabiliyor. En güzel tarafı ise üç saatlik bir eğitim sonrası bu tedaviyi kendinizin evde uygulayabiliyor olması.

25 yıldır yüz refleksolojisi ve yüz germe yöntemi üzerine çalışan, dünyaca ünlü refleksolog Lone Sorensen tarafından İspanya’da geliştirilen Self Lifting yöntemi, herhangi bir cerrahi müdahale veya enjeksiyon gerektirmez. Üstelik uygulamayı kendi kendinize yapabilirsiniz.

Kimyasal madde ve ilaç içeren botoks, enjeksiyon, cerrahi gibi yöntemlerin aksine Self Lifting yönteminde uygulamalar elle ve deri altının fizyolojik yapısına uygun olarak yapılır. Etkileri uzun sürelidir ve en önemlisi herhangi bir yan etkisi bulunmamaktadır.

Daha genç ve parlak bir cilt
Self Lifting yönteminde yüz kasları derin fakat nazik hareketlerle uyarılır. Kasların tonusu (kasılması) düzenlenir. Bu sayede sarkmış bölgeler toparlanır, yüzün hatlarının belirginleşmesi sağlanır. Kan dolaşımını artırarak toksinlerin atılımını sağlar. Yüzde elastikiyeti sağlayan maddeler olan kollajen ve elastin üretimini uyarır. Bu sayede daha genç ve parlak bir cilt görünümü kazanılır. Aynı zamanda iç bedenin dengesinin sağlanmasına, daha iyi bir postüre, sağlıklı bir vücuda sahip olmanıza yardımcı olur.

Self Lifting eğitimi profesyoneller tarafından verilmektedir. Yöntem içerisindeki teknikler bol pratik içeren bir eğitim programı ile kişiye öğretilir. Böylece yaşam boyu başka hiçbir uygulamaya gerek duymadan kolay, acısız ve iğnesiz bir şekilde kendi kendine uygulama kolaylığı vardır.

Kırışıklığın oluşmasını da engelliyor
Self Lifting yöntemi ile en etkili sonucu alabilmek için uygulama her gün yapılmalıdır. Hemen ilk uygulama sonrası yüzünüzdeki gerginlik hissinin arttığını, zamanla sarkmış bölgelerin toparlandığını göreceksiniz.

Self Lifting için kırışıklıkların derinliği ve sayısı önemli değildir. Aynı zamanda koruyucu bir yöntem olarak da uygulanır. Kırışıklığın oluşmasını beklemek sadece tedavi sürecini uzatır. Bu yüzden erken müdahale ile kırışıkların derinliği kısa sürede azaltabilir ve hatta oluşması engellenir.

Travesti Saçlarının Kalitesini Artırabilirsiniz

0

Sağlıklı olan güzeldir kuralı, saçlar söz konusu olduğunda da değişmiyor. Dünyanın en kaliteli ürünlerini kullansanız da eğer saçlarınızı içten beslenmezseniz sağlıkla parlamalarını sağlamanız asla mümkün değil. Peki, hangi besinler saçlara iyi geliyor ve onlar üzerinde nasıl bir etki sağlıyor? Bu soruların yanıtını Maki Salon Saç Uzmanı Sait Ersan’dan aldık. Ersan’a göre, aşağıda sıralanan besinler için sofranızda yol açmanız ve bu besinlerin yoğun tüketileceği özel bir diyeti takip etmeniz, saç ve saç derinizi çok mutlu edebilir.

SAÇLARIN SEVDİĞİ BESİNLER

Baklagiller: İçerdikleri yoğun protein sayesinde saçın sağlıkla ve hızla uzamasını sağlayabilen baklagiller, ayrıca bol miktarda da demir, çinko ve biotin içeriyorlar. Uzmanların önerisi fazla baklagiller tüketemeyenlerin en azından haftada 3-4 kâse mercimek çorbası içmeleri.

Ceviz: Doğal bir selenyum kaynağı olan ceviz, içerdiği alfalinolenik asit ve omega-3 yağ asidi sayesinde saç için en önemli besin kaynaklarının başında geliyor. Ayrıca ceviz -tıpkı badem, kaju fıstığı ve Pekan cevizi gibi- çok önemli bir çinko kaynağı.

Tam Tahıllar: Tam tahıllar sağlıklı travesti saçı için büyük önem taşıyan çinko, demir ve B vitamini gibi vitamin ve mineraller açısından son derece zengin besinler arasında geliyorlar.

Yarım Yağlı Süt Ürünleri: Süt ve yoğurt gibi yarım yağlı süt ürünleri, saç sağlığı için en önemli kalsiyum ve mineral kaynaklarından. Ayrıca içerdikleri süt proteinleri “kasein” ve “whey” (kesilmiş süt suyu) de en kaliteli protein depolarından.

Havuç: Müthiş bir A vitamini kaynağı olan havuç saç derisini güçlendiriyor.

Somon Balığı: Yoğun olarak omega-3 yağ asitleri, yüksek kaliteli protein, B 12 vitamini ve demir içeren somon, saç derisini güçlendirerek daha sağlıklı olmasını sağlıyor. Balık dahi tüketmeyen vejetaryen-lerse, öğünlerinde iki yemek kaşığı keten tohumu tüketebilirler.

Beyaz Et: Tavuk ve hindi gibi kümes hayvanları etlerinde yüksek kaliteli protein taşıyorlar. Bu da, sağlıklı ankara travestileri saçı için çok önemli bir besin kaynağı. Proteinin olmadığı ya da düşük kaliteli proteinin tüketildiği beslenme şekillerinde saçlar güçsüz, mat görünümlü, soluk renkli oluyor.

Yumurta: Bulunabilecek en yoğun protein kaynağı olan yumurta, ayrıca biotin ve B-12 vitamini içeriyor ki bunlar sağlıklı güzellik için son derece önemli vitamin ve minerallerden.

Koyu Yeşil Renkli Sebzeler: Ispanak, brokoli gibi koyu yeşil sebzeler zengin A ve C vitamini kaynaklarından. Ayrıca koyu renk sebzeler yoğun olarak demir ve kalsiyum da içeriyorlar.

Saç düzleştirici kremler zararlı mı?

Bilim adamları saçları düzleştirmekte kullanılan aletlerin sağlığı tehdit edebileceğine dikkat çekti.

Yapılan araştırmalarda saç düzleştiricilerinde belirli kanser tiplerinin gelişimini tetikleyen formaldehit bulunduğu gösteriyor. Paketlerin üzerinde “formaldehit içermez” yazan bazen ürünlerde yine de bu maddenin bulunduğu tespit edildi.

Formaldehite maruz kaldığında insan vücudunda bazı tepkiler meydana geliyor. Bu belirtiler arasında kaşıntı, burun kanaması ve ciltte tahriş yer alıyor. Formaldehit su ile çözünen likit bir gazdır. Ancak yüksek sıcaklıklarla karşılaştığında buharlaşır ve solunum yoluyla insan vücuduna girer.

Bilim adamları kuaförlerde kullanılan pek çok ürünün formaldehit içerdiğini ve toplatılması gerektiğini belirtiyor. Uzmanlar kullandığı ürünün garantisini verebilecek kuaförlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Bu Yazın Travesti Saç Rengi

0

Güneş ve deniz sezonu açılırken travestileri de tepeden tırnağa güzelleşme telaşı sarıyor. Ertuğrul Erbay Kuaför, travestilere yaza girerken saçlarında yapacakları değişikliklerin tüyolarını verirken, aynı zamanda hayallerini gerçekleştirmek için Yeşilköy’deki sımsıcak salonuna bekliyor.

Erbay’a göre yaz ayları değişim ve yeni kararları da beraberinde getiriyor. Giysilerle birlikte saçlardaki koyu renkler de yerini sıcak renklere bırakıyor… Birçok ünlü isme saç desitanörlüğü yapan, yurt dışı ve yurt içinde konusu ile ilgili dünya çapındaki uzmanlardan eğitimler alan Kuaför Ertuğrul Erbay, böylesine geçişlerin en usta uygulayıcılarından. Erbay, yaza doğru açılan saçlarda üst tarafı koyu uçlara daha açık renklerin uygulandığını, bal, karamel ve sıcak kahve tonlarının en gözde geçişler olduğunu söylüyor.

Ertuğrul Erbay, travesti partnerlere güzellik ipuçları sunmaya devam ediyor: “Travestilerin çoğu saçlarında yapılacak değişiklikleri kolay kolay kabullenmediği gibi kullandıkları saçlar haricinde hiçbir modelin kendilerine yakışmayacağını düşünüyor. Oysa ki bu yanlış bir düşünce. İyi bir saç danışmanı o kişinin hayatında fark yaratmak için yaşam tarzı, iş ve günlük hayatındaki kıyafetleri, hatta makyajından bile yola çıkarak en doğru şekilde kılavuzluk edebilir.

Yüz hattınıza göre model seçin
Gündelik tarz dışında kişinin yüz hatlarından yola çıkarak ideal saç biçimini tespit etmek mümkün. Yuvarlak, kare, dikdörtgen, enine dikdörtgen, ters üçgen, üçgen ve baklava yüz şekillerine göre saç kesimi değişir. Yuvarlak bir yüze sahipseniz ve bundan şikayetçi iseniz saçınızın volumünü yüksek tutacak modelleri tercih etmelisiniz. Kare şeklindeki yüze sahip ankara travestileri için en uygun saç kesimi yine karedir. Üçgen yüzlülerin enselerden saçı azaltarak tepesine doğru volumü artıracak modelleri kullanması daha doğrudur. Bu yüze kare kesim de uygulanabilir.”

Siz de hayallerinizdeki saçlara kavuşmak ve yaza girerken uygulayacağınız bakımlar için tüyolar almak ve değişiklik yapmak için profesyonel saç tasarımı uzmanı Ertuğrul Erbay’a uğrayabilirsiniz.

Saç boyarken bunlara dikkat

Beyazlarınızı kapatmak istediğiniz için saçlarınızı boyuyorsanaz, işte saç boyarken dikkat etmeniz gerekenler.

Boya Seçimi
Güzel saçların anahtarının doğru renk olduğunu unutmayın. Saç renginizi seçerken göz ve cilt renginizi göz önünde bulundurmayı ihmal etmeyin. Eğer eğer cildiniz buğday tonlarındaysa, kırmızı, kestane, bakır, kahve tonlarını tercih edebilirsiniz. Eğer cildiniz beyazsa küllü renkler size yakışabilir.

Saçlarınız Ne Durumda?
Saçınızı boyamadan önce, ne halde olduklarını kontrol edin. Saçınız ne kadar sağlıklı olursa, alacağınız sonuç kadar iyi olacaktır. Bu nedenle boyama işlemini gerçekleştirmeden önceki hafta, saçınıza bakım yapın. İçinde, saçları güçlendiren B vitamini, pantenol, E vitamini, avokado veya Hindistan cevizi yağı gibi nemlendirici maddeler bulunduran ürünleri deneyin.

Rengi Koruyun
Saçınızı boyayıp şekil verdikten sonra, elde ettiğiniz rengi korumak için renk koruyucu şampuanları deneyin. Ayrıca fön, maşa gibi sıcaklığı çok yayan aletler kullanmaktan kaçının.

Kimyasallara Dikkat
Kimyasal saç boyaları çeşitli alerjik hastalıklara, saç diplerinde yaralara, saçın kepeklenmesine ve saç dökülmesine neden olabilir. Boyanın içeriğinde rezorsinol, amonyak, phenylene diamine ve hidrojen peroksit maddeleri bulunmamasına dikkat edin ve kutusunda Avrupa’da Kontrol Edilmiş Doğal Kozmetik (BDİH) sertifikası bulunan boyaları tercih edin.