Uyumadan önce makyajınızı temizlemek cilt bakımının en önemli adımlarından biri. Cildinize iyi bakmanın yararlarını hem bugün hem de ileriki yaşlarınızda göreceksiniz. Uyumadan önce makyajınızı temizlemeyi bir kez alışkanlık haline getirdiğinizde, sizin bir parçanız olacak.

Kırık ve zayıf kirpikler
Büyük bir çoğunluğumuz gür ve uzun kirpiklere sahip olmak için pek çok yolu deniyor. Buna rimel de dâhil. Rimelle uyumak, kirpiklerinizin kurumasına ve sonuç olarak kırılmalarına neden olur.

Tıkanan gözenekler
Makyajla uyuduğunuzda, cildiniz nefes alamaz ve gözenekleri tıkanır. Bu da sivilcelere yol açabilir.

Lekeli yastık kılıfları
Fondoten ya da rimeliniz yastık kılıfınıza bulaştığında temizlemek bir hayli güç olacaktır.

Bakteri yatağı
Uyumadan önce yüzünüzü yıkamak sadece makyajınızı temizlemenizi değil, cildiniz üzerindeki cilt yağı, mikrop ve bakterilerden de arınmanızı sağlar. Gün içinde travesti cildine bulaşan bakterileri yatmadan önce temizlememeniz sivilcelere ya da uçuklara neden olabilir.

Donuk cilt
Hemen hemen hepimiz ışıldayan ve genç görünümlü bir cilde sahip olmak için uğraşıyoruz. Makyajla uyumak cildinizin kurumasına ve matlaşmasına neden olur. Cildinizi kaplayan makyaj, gece boyunca cildin kendisini yenilemesini zorlaştırır.

Sabah makyajınızı temizlemek daha zor
Daha önce makyajla uyuduysanız, özellikle ağır bir makyajın yüzünüze nasıl dağıldığını ve temizlemenin ne kadar zor olduğunu biliyorsunuzdur.

Gördüğünüz gibi makyajla uyumak pek parlak bir fikir değil ama mutlaka çok yorgun olup, yüzünüzü temizlemeden koltukta uyuya kaldığınız geceler olacaktır. Yapmanız gereken sabah kalktığınızda yüzünüzü iyice temizleyip, mümkünse kil maskesi uygulamak ve iyice nemlendirmek olmalı. Sonra da ankara travesti cildinin hava alabilmesi için güne makyajsız devam etmelisiniz.

Travesti Makyaj Hataları Ve Çözümleri

Ankara travestileri size yakışan, yüzünüze uygun ve yüzünüzün en güzel kısımlarını ortaya çıkaran bir makyajla tüm günü kendinizden emin bir şekilde geçirebilirsiniz.

Yüzünüzün rengiyle boynunuzun rengi farklı tonlarda
Hata: Fondöteninizin tonunu yanlış seçmişsiniz.

Çaresi: Öncelikle kozmetik satan bir mağazaya gidip birkaç farklı formül ve renkte fondöten deneyerek işe başlayın. Mükemmel ton, sürüp yaydığınızda, cildinizin rengiyle bütünleşip kaybolandır. Çoğu kozmetik firmasının bu iş için hazırlanmış rehberlerinden de faydalanabilirsiniz.

Eyeliner’ınız gözlerinizi küçük gösteriyor
Hata: Eyeliner’ı hem üst, hem de alt kirpik diplerinize kalın bir şekilde sürdünüz.

Çaresi: Göz makyajında üst kirpik diplerinize odaklanırsanız, istediğiniz iri göz etkisini elde edebilirsiniz. Kalemi ya da eyeliner’ı içten dışa doğru belirgin bir çizgi halinde çekin. Alt kirpik diplerini boyarken kalemi fazla bastırmayın ve sert çizgileri pamuk ya da eyeliner fırçasıyla dağıtarak yumuşatın.

Dudaklarınızın etrafında halkalanma oluyor
Hata: Ya dudak kaleminizin rengi fazla koyu, ya da rujunuz, dudak kaleminden daha çabuk siliniyor. Bu nedenle de dudaklarınız çizilmiş ama içi boş bir şekilde kalıyor ve bu da gayet kötü görünüyor.

Çaresi: Dudağınızın kendi rengine en yakın renkte bir dudak kalemini dıştan içeri doğru sürün. Çerçevelemeyi doğru yapmak için önce sol kenardan başlayıp ortaya geldikten sonra, aynı işlemi sağ tarafla da tekrarlayın. Daha sonra aynı işlemi alt dudağınız için de uygulayın. Ardından boyadığınız bölgenin içini gene dudak kalemiyle doldurun. Böylece, üste ruju da sürdüğünüzde, boyanın dudaklarınızdan silinmesi hem daha yavaş, hem de eşit şekilde olacaktır.

Beyaz dişlere sahip olmak için pek çok rivayet var fakat bunların hangisi gerçekten sağlıklı?

Karbonat ve tuzla fırçalamak beyazlatır.
Karbonat ve tuz, büyük granüllü olduğu için ankara travesti partner dişin doğal yapısını zamanla bozup daha çok renkleşmelere neden olabilir. Bu nedenle özellikle uzun süre karbonat ve tuzla dişler fırçalanmamalıdır.

Beyazlatma işleri dişleri daha çok sarartır.
Dişleri beyazlatmak yani ‘bleaching’ aksine dişlerin rengini daha çok açmak için yapılır . Hekimin tavsiye ettiği gibi beslenirsek; yani beyazlatma süresince dişleri boyayacak (çay, kahve, kola, sigara vb.) maddelerden uzak durur ve rutin ağız bakımımızı yaparsak böyle bir durum söz konusu olmaz.

Beyazlatıcı macunlar dişe zarar verir.
Aslında bu doğru bir düşüncedir. Bazı macunların içindeki granüller çok büyük olduğu için diş minesini çizebilir. Bu nedenle beyazlatıcı macunlar mutlaka hekim kontrolü altında kullanılmalıdır. Sigara içenlere yönelik ve beyazlatıcı macunlar çok uzun süre kullanılmamalı ve hekime danışılarak kullanılmalıdır.

Diş taşı temizliği diş minesine zarar verir.
Diş taşı temizliği; hekiminiz tarafından yapıldığı sürece dişlerinize zarar vermez, aksine taşların orada kalması sizin için daha çok zararlıdır. İleride geri dönüşümü olmayan doku kayıplarına neden olabilir.

Sert fırça kullanmak ve set fırçalamak daha çok beyazlatır.
Sert diş fırçası kullanmak dişin minesine daha çok zarar verir ayrıca sert ve yanlış şekilde fırçalamak ise dişlerimizin aşınmasına ve hassasiyete sebep olabilir. İyi fırçalamak; fırçanın sertliğiyle değil, fırçalama tekniğiyle ilgilidir. Genellikle orta sertlikte diş fırçaları kullanılır. Çok sert fırçalar, ankara travestileri  dişlerini aşındırabilir. Çok yumuşak fırçalar ise dişleri temizlemeyebilir.

Diş macununu fazla kullanmak dişleri çizer.
Diş macununun miktarından çok içindeki granüllerin büyüklüğü önemlidir. Dişlerin mine tabakasının çizilmesi; macunun fazla kullanılmasıyla ilgili değil, kullanılan macunun granüllerinin büyük olmasıyla ilgilidir. O yüzden granülleri büyük olan macunların uzun süreli kullanımından kaçınılmalı. Önerimiz; fırçanın üzerine konulan macun miktarının ‘mercimek tanesi’ kadar olmasıdır.

Diş taşları temizlendikten sonra daha çok diş taşı oluşur.
Dişleri düzenli ve doğru fırçalamak travesti partnerde diş taşı oluşumunu engeller. Diş taşı temizlendikten sonra bir daha oluşmayacak diye bir şey yoktur. Oluşan taşlar düzenli olarak hekim tarafından temizlenmelidir.

Evde de beyazlatma yapılabilir.
Marketlerde ve eczanelerde satılan diş beyazlatmayla ilgili ürünlerin içindeki jellerin konsantrasyonu çok düşük olduğu için çok etkin bir beyazlık görülmeyebilir. Ayrıca bu ürünleri doğru kullanmak çok kolay değildir; ürünlerin kullanımı sırasında dişetlerimize zarar verebiliriz. Bunu için mutlaka kullanılan ürünler hekimin fikri alınarak ve doğru kullanılmalıdır.

Dişleri beyazlatmak diş hassasiyetine neden olur.
Diş beyazlatıcı jeller dişlerde hassasiyet yapabilir; ancak günümüzde kullandığımız jellerde bu oran çok azdır. Oluşan hassasiyet genellikle bir gün içinde geçer; geçmeyen hastalarda ise özel olarak uygulanan flor jelleri, macun ve gargaralar ile hassasiyet çözülebilir.

Gelişen teknolojiye paralel olarak estetikte de trendler değişiyor, basit uygulamalar her geçen gün daha çok tercih ediliyor. Lazerin sihirli çubuğu tek dokunuşla yüzünüzdeki birçok problemi silebiliyor.

Yüzünüze Lazer Işığı Etkisi
Yaşlanma, güneşin olumsuz etkileri, makyaj malzemeleri, sigara, toksinler gibi faktörlerin etkisiyle cildimiz her geçen gün yıpranıyor, eskiyor. Bu yıpranma cildin parlaklığını kaybederek daha donuk, gevşek, yaşlı ve sağlıksız görünmesine sebep oluyor. Eskimiş cildi söküp, yerine yenisini koymanın mümkün olup olmadığını Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Metin Kerem’ e sorduk ve aldığımız cevap bizi çok şaşırttı.

“Evet, mümkün” diyor Dr. Kerem ve ekliyor “Günümüzde fraksiyonel lazerler sayesinde ameliyatsız, 15-20 dakikalık bir uygulamayla bu sorun çok etkili bir şekilde çözülüyor. Bu lazerler cildin dış etkenlerle yıpranmış olan üst tabakasını buharlaştırarak yok ediyor. Daha derin katmanlarda da kollajen üretimini uyararak buharlaşan tabakanın yerine yepyeni bir ankara travesti cilt dokusu oluşmasını sağlıyor. Bütün bu biyolojik olaylar mucizevi bir şekilde 72 saat içinde tamamlanıyor.”

Lazerle Cildimizde Neler Değişiyor?
Dr. Metin Kerem şöyle yanıtlıyor: “Fraksiyonel lazerlerin etkisini karayolundaki asfaltın kazınıp yerine yenisinin dökülmesine benzetebiliriz. Ciltteki ince kırışıklıklar, renk değişiklikleri, bazı lekeler ve kılcal damarlar ortadan kalkarken gözeneklerin de çapları küçülür. Cilde genel bir gerginlik ve buna bağlı bir parlaklık kazandırır. Bu etkiler erken dönemden itibaren başlar, bir ayın sonunda iyice belirginleşir. Öte yandan sivilce izleri, küçük çukurcuklar gibi cilt düzensizliklerini de iyileştirir. Sonuçta daha düz, parlak ve ışıltılı bir cilt elde edilir.”

Lazerle cilt gençleştirme uygulaması genellikle tek seans halinde yapılabiliyor. Uyuşturucu kremlerin etkisi altında yaklaşık 20 dakikada tüm yüz uygulaması bitiyor. İlk gün deride bir miktar kızarıklık ve hafif bir yanma hissi oluşabiliyor, ardından ortaya çıkan hafif kabuklanma 3 gün içerisinde tamamen normale dönebiliyor. Cuma günü işlem yaptıran bir travesti pazartesi günü rahatlıkla işe gidebiliyor.

Ne Zaman Yapılmalıdır?
Bu uygulamanın ideal zamanı sonbahar ve kış aylarıdır. Güneşin yakıcı olduğu yaz aylarında bu işlemin yapılması önerilmiyor. Genellikle yılda bir kez yapılması yeterli oluyor. Yoğun sivilce izleri ve çukurların olduğu ciltlerde ek seanslar gerekebiliyor. Aynı cihazlar daha yüksek dozlarda kullanılarak cilt çatlakları ve yara izleri de tedavi edilebiliyor.

Yaşlara Göre Travesti Güzelliği

Ne zaman, ne yapmanız gerektiğini bilirseniz ilerleyen yaşlarda bile ankara travestileri harika bir cilde sahip olabilirsiniz.

20’li yaşlar
Cildinizin nemli kalmasını sağlayacak bir krem seçin. Yeni ürünlerin bazılarının içeriğinde kasılmayı engelleyen etken maddeler var. ‘Spasmolitik’ denilen bu maddeler, mimiklerin oluşturduğu kırışıkların belirgin hale gelmesini geciktiriyor. Ağır kozmetikler yerine, üzerinde gençlere uygun olduğuna dair ibareler olan kremleri tercih edin. Yaşınız gereği, cildinizin özellikle dermis yani epidermisin altında yer alan ikinci tabakası daha kolay zarar görebiliyor. Sigara ve asitli içeceklerden uzak durun. Antioksidanlarla cildinizi destekleyin.

30’lu yaşlar
Hücre yapımını tetikleyen, retinol içerikli kremler kullanmalısınız. Bu, cildinize A vitamini desteği verir ve cildinizin daha parlak ve elastik bir görüntü kazanmasını sağlar. Görüntünüz sizi gerçekten mutsuz ediyorsa, uzman bir hekime botoks yaptırıp yaptıramayacağınızı danışmalısınız. Güneşin dik geldiği saatlerde asla uzun süre dışarıda kalmayın.

40’lı yaşlar
A, C, E vitaminlerince zengin kremler kullanmalısınız. Soya tüketmeye çalışın. Melanin düzeyini dengeleyecek ürünler seçmeniz gerekiyor. Anti-aging özellikli serumlar da faydalı olabilir. Yağ ve şekerden daha uzak, meyve ve sebzeye daha yakın bir beslenme düzeni oluşturmaya çalışın. Gece çok geç saatte yatmamaya dikkat edin. Mümkünse öğle saatlerinde de kendiniz için bir ‘siesta’ arası verin.

50’li yaşlar
Hücre onarıcı ve nem dengesini sağlayacak kremler kullanmalısınız. Yağ bazlı ürünler kullanmanın zamanı geldi. Kullandığınız kremlere uzun saatler etkisini sürdüren formüllere sahip olması da şart. Bakımınızı tamamlamak için kremlerin gücünü artıracak serumlardan yararlanın. Kilonuzu sabit tutmaya özen gösterin böylece sarkmaların belirginleşmesini engelleyeceksiniz. Günde 1,5-2 litre su içmeye özen gösterin.

Göğüsleri daha büyük göstermek adına ankara travestileri kendilerince birçok taktiği var! Ama bunlardan hangisi yanlış, hangisi doğru bilmek istemez misiniz?

İşte doğal görünümlü göğüsler için yapmanız ve asla yapmamanız gerekenler!

Yapmayın: Hemen estetiğe sarılmak
Plastik cerrahi, oldukça büyük mesele. Bunun üzerine düşünmeden hareket etmeyin; unutmayın, vücudunuz sonsuza dek değişecek! Üstelik pahalı olmasının aynı sıra her zaman istenilen sonuç elde edilemiyor, üstelik bu yöntem biraz acılı! Özellikle gençseniz ve gelişim zamanındaysanız, bunun için kendinize biraz zaman tanımalısınız!

Yapın: Fırfırlı ya da çizgili giyinin
Bu yaz oldukça moda olan göğüs bölgesi fırfırlı bikinileri hatırlamayan yoktur? Özellikle bu gibi kıyafetler göğüsleri daha büyük gösterir. Aynı şekilde yatay çizgili kıyafetleri de tercih edebilirsiniz.

Yapmayın: Televizyon reklamlarında çıkan ürünleri almak!

Bunların para tuzağı olduğu konusunda artık neredeyse herkes hemfikir. Ama hala gerçekçi olabileceklerini düşünüyorsanız, bir uyarı da bizden; Reklamlardaki göğüs büyütücü pompalar, kremler ve haplara güvenmeyin!

Yapın: Egzersiz
Göğüs kaslarının güçlendirilmesi göğüslerinizi daha büyük gösterebilir. Ayrıca ince bel, göğüs kısmını öne çıkarır bu nedenle egzersiz yaparak doğal yoldan göğüslerinizi daha büyük gösterebilirsiniz!

Yapmayın: Sutyenin içini doldurmak
Sutyeninizi büyük tercih edip içini peçetelerle ya da diğer dokularla doldurmaya çalışmayın! Bunun anlaşılacağı ya da ortaya çıkacağı bir durumda düşeceğiniz rezilliğe değmeyecektir!

Yapın: Doğru duruş çalışmalar
Duruş göğüslerin görünümünde oldukça etkilidir. Eğer kambur ve içe doğru duruyorsanız, zaten küçük olan göğüslerinizi daha da gizlemekten başka bir şey yapamazsınız! Dik durun, omuzları hafif dışa doğru açın ve göğsünüzü dışarı itin!

Yapmayın: Küçük sutyen giymek
Çoğu travesti de göğüslerin asıl bedeninden daha küçük sutyenleri tercih ederek onları büyük göstermeyi amaçlıyor! Ama bu da bir diğer yanlış ve can sıkıcı sonuçlar doğurabilir! Üstelik oldukça da rahatsız!

Yapın: Push-up sutyen tercih edin
Push-up sutyenler göğüslerinizi daha çekici gösterecekler! Üstelik içlerindeki dolgu sayesinde göğüslerin daha da büyük görünmelerini sağlıyorlar!

Yapmayın: Aynı anda iki sutyen giymek
Zaten biri yeterince rahatsız ediciyken sırf göğüsleriniz biraz daha dolgun gözüksün diye ikisini üst üste giymekten kaçının! Çünkü bütün gününüz onları düzeltmek ve bu konuda şikayet etmekle geçecek, bize güvenin!

Yapın: Destekli sutyenleri tercih edin
Daha doğal görünümlü büyük göğüsler için destekli sutyenleri tercih edin. Bazı markalar bu işi çok iyi biliyor! Hem konforlu, hem gerçekçi!

Yapmayın: Daha büyük göğüsler için doğum kontrol hapı kullanmak
Bazı doğum kontrol haplarının yan etkilerinden biri de göğüslerde büyüme meydana gelmesi ama dikkat çekmek istiyoruz: BAZI. Birçok doğum kontrol hapı var ve neredeyse hepsinin yan etkileri farklı farklı. Gelgelelim herkesi aynı şekilde etkilemiyor. Yani sadece göğüsleriniz büyüsün diye doğum kontrol hapı kullanmak oldukça saçma!

Yapın: Bronz allığınızla kontör uygulayın
Dekolte giyiyorsunuz ve göğüslerinizin harika görünmesini mi istiyorsunuz? Bunun için makyaj hilesine başvurabilirsiniz. Bronz allığınızla elde edebileceğiniz görüntü sizi şaşırtacak! Doğru uygulama için bununla ilgili videoları izleyebilirsiniz!

Günümüzde cildimizde en sık görülen ve çaresini aradığımız sorunların başında akneler, lekeler ve çizgilenmeler geliyor. Bu üç farklı sorunun tedavisinde de birbirinden farklı yöntemler kullanılıyor. Ciltteki akneler, A vitamini türevi olan “izotretinoin” etken maddeli ilaçla, büyük bir başarıyla tedavi edilebiliyor. Kişide eğer hormona bağlı bir sorun varsa, akneyle birlikte tüylenme, hormon bozukluğu, saç dökülmesi de eşlik edebiliyor. Hastalığın genetik mi yoksa besinlerden mi kaynaklandığı üzerinde tartışmalar sürse de, genetik olduğu görüşü ağırlık kazanmış durumda.

Akne yüz, boyun ve çene bölgesinde daha sık oluşuyor. Öte yandan sırt, omuz, kafa derisinde, kol ve bacakların üst kısmında da görülebiliyor.Androjen veya erkeklik hormonu erkeklerde ergenlik döneminde artıyor, travestiler de az miktar da olsa androjen salgılanıyor ve az miktar bile aknenin başlaması için yeterli oluyor.Ergenlikte androjen etkisi daha çok hissediliyor ve bunun sonucu olarak da sebum salgısının üretiminde artış oluyor ve sivilce oluşumuna neden oluyor.Akneyi çoğaltan birçok etken bulunuyor. Bu etkenlerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

• Güneş bazı hastalarda akneyi azaltıyor gibi görünse de, terlemeyle birlikte komedonlar artıyor ve akneçoğalabiliyor.
• Adet dönemi öncesinde aknelerde alevlenme görülüyor.
• Madeni yağlarla temas edenlerde akne artıyor.
• Sigarayla ilgili yapılan az sayıda çalışmada, aknenin sigaradan olumsuz etkilendiği görülmüş.
• Doğum kontrol hapları, kortizon ilaçları ağızdan alınsa da, krem olarak sürülse de akneyi artırıyor.
• Bazı kozmetik ürünler de, yağlı yapüan nedeniyle aknenin çoğalmasına neden oluyor.

Aknede Hangi Yöntemler Kullanılıyor?
Kimyasal peeling ajanları: Bu kimyasal ajanlar değişik yoğunluklarda kullanılarak yapılabilir. Yani yüzeyden derin katmanlara ilerleyerek bu ajanlarla deriyi soyuyoruz. Bazı durumlarda, akne izlerine karşı hastalara evde kullanabilecekleri kimyasal ajanlar öneriyoruz.3-5 gün içinde soyulan derinin yerine alttan taptaze ve yeni bir deri geliyor. Soyulduktan soma deride yara oluşmuyor. Uygulama yapılırken hafif bir ağrı, yanma, sızı olabilir, bunu yelpaze ile gidermek mümkün. Güçlü bir anesteziye gerek kalmıyor.

Kuvarstan elde edilen taş püskürtülüyor: Microabrazyon denilen bu yöntemde, kuvarstan elde edilen küçük taş parçacıklarım püskürten aletler kullanılıyor. Bu kuvars taşlar kum tanesinden bile küçük. Bu küçük taşlarla yüzeysel soyma sağlanıyor. Daha derin soyma gerekiyorsa, zımpara yöntemi ameliyat ile uygulanıyor. Anestezi, lokal veya genel olarak yapılıyor.

Dermabrazyon yılda birkaç kez uygulanabiliyor: Özel aletler ile deri soyuluyor. Bu işleme ‘dermabrazyon’ deniliyor. Tamamen doktorun tecrübesi ile derinin belli seviyelerinin soyulup akne izlerinin çevresiyle daha uyumlu seviyeye gelmesini amaçlıyor. Bu yöntem birer yıl arayla birkaç kez yapılabilir. Yüzde 40-60 arasında bir iyileşme olması hedefleniyor.Lokal ya da genel anestezi ile yapılıyor. Soyulan bölge alınan önce bir pansuman ile kapatılıyor. Yeni deri oluşumu yaklaşık 6-8 gün arasında sağlanıyor. Ancak bu yeni oluşan deri pembe, ince bebek teni gibi farklı renkte oluyor. Bu derinin normal deri rengine ulaşması haftalar sürebiliyor, bu sırada güneşten ve dış etkenlerden korunması lazım. Üstünün makyaj ile kapatılması öneriliyor. Özel kozmetikler ve güneş koruyucu, yüksek faktörlü ürün kullanılıyor. Cilt lazer ile soyuluyor: Cilde lazer ile yapılan soyma işlemine “Lazabrazyon” deniliyor.

Botoks Alındaki Derin Çizgilerde Çok İyi
Alın ve üst yüz bölgesinin oluşmuş problemlerinde düşüklerin ve kırışıklıkların giderilmesi için botoks enjeksiyonları mükemmel sonuç veriyor. Bu sayede yer çekimiyle oluşan çizgileri, doku ve kasların bozulan dengelerini botoks teknikleri uygulayarak gideriyoruz. Botoks uygulamalarını belirli sürelerle tekrarlamak gerekiyorsa da, alınan sonuçların yüz güldürücü olması nedeniyle kırışıklık ve çizgilerinden kurtulmak isteyenler botoksu öncelikle tercih ediyor. Tabi sadece botoksun yeterli olmadığı travesti partnerlerde bulunuyor. Botoks ile germe işlemi yaparken çok derinleşmiş çizgilerin ve çukurlukların özel dolgu maddeleriyle doldurularak, dokunun tekrar kendini toparlaması ve alnın genç bir görümüne kavuşması sağlanıyor.

Yaşlılık Lekelerine Dondurma Tedavisi
Ankara travestileri en çok yakındıkları sorunlar arasında yer alan güneş lekesi halk arasında gebelik lekesi olarak biliniyor. Bir de halk arasında yaşlılık lekesi olarak bilinen leke var. Bunlar da güneşten dolayı el üzerinde oluyor. Hamilelik lekelerinin tedavisinde, özel bazı ilaçlar öneriliyor. Birtakım kozmetik ürünlerde de leke açıcı ifadesi bulunuyor. Ancak bu ürünlerden sadece tedaviye yardımcı olarak faydalanmak mümkün oluyor. Lekenin rengini ilaçla açtıktan sonra tekrar etmemesi amacıyla bu ürünler kullanılıyor. Leke tedavisinde ayrıca meyve asitleriyle yüzeysel peeling ve derin peeling yapılıyor. Hastaların bir kısmı yalnızca ilaçlı kremlerle tedavi edilebilirken, tedavide ilaçlı krem ve peeling de kullanılıyor. El ve yüzde görülen yaşlılık lekelerinin tedavisinde ise, kreoterapi (dondurma tedavisi) ve ilaçlı kremlerden yararlanılıyor. Kreoterapi her hastaya uygulanmıyor. Çünkü yan etki olarak leke bırakabiliyor.

Yorucu ve stresli iş hayatı en çok cildimiz etkiliyor. Peki, kapalı mekanlar çalışanlar ciltlerine ve saçlarına nasıl bakım yapmalı? Dermatoloji Uzmanı Dr. Emine Özge Ayabakan, iş hayatının cildinizi yıpratmaması için önerilerde bulundu.

İş hayatı, fiziken ve ruhen yorulmamıza sebep olur. Bundan nasibini en fazla cildimiz alır. Yaşam şartları, çevresel etkiler altında yorulan ve yıpranan insanların ciltlerini gözlemlediğimizde; karşımıza hassas ve yıpranmış bir cilt ortaya çıkar. Sinir sistemi strese bağlı olarak aşırı gerildiğinde, cildin sinirlerinde de duyarlılık oluşur. Bunun sonucunda dağınık cilt kızarıklıkları ortaya çıkar ve kılcal damarlar belirir. İlerleyen zamanlarda klimalı ortamda yaşam, cep telefonları; cildimizin hassaslaşmasıyla birlikte alerjik reaksiyonlar, ciltte matlaşma, siyah noktalar, açılmış gözenekler gibi birçok yıpranma bulgularının ortaya çıkmasına neden olabilir.

Hareketsiz yaşam varisin nedeni
Sürekli kullanılan makyaj ürünleri, cilt sağlığı açısından zarar verir. Makyaj yaparken cilt bakımına daha çok özen göstermek gerekir. Fondöten gibi kapatıcılar cildin hava almasını engelleyerek, cilt sağlığını tehdit eder. Aynı şekilde saç ve tırnaklarımıza uyguladığımız kozmetik işlemler de yıpranmaya, eski sağlıklı görünümlerinin azalmasına sebep olur. Ayrıca hareketsiz yaşam aşırı iş yükü ile birlikte bacaklarda da varis dediğimiz damar genişlemeleri, selülit problemleri, ayakta nasırlaşmalar sık olarak ortaya çıkar. Bütün bu sorunlar çalışan travesti partnerlerin kendisine daha özenli davranması gerektiğini gösterir.

Ayaklarınızı unutmayın
Sağlıklı, bilinçli ürün seçimi açısından dermatologlara başvurulması önemlidir. Var olan cilt problemlerinin tespit edilerek kişiye özel ürün seçimi yapılmadır. Çok pahalı bir ürün iyi bir ürün demek değildir. Size uygun bir ürünü tercih etmek gerekir. Ankara travestileri sağlıklı bir cilt için gün içinde düzenli program oluşturmak gerekir. 10 dakikalık hafif yüz, el ve vücut egzersizleri ile güne zinde başlanılabilir. Sabah, yüz ve ellerimize cilt tipine uygun hyaluronik asit, C vitamini içerikli ürünlerle nemlendirip canlandırıcı yüz maskeleri kullanabilir. İş ortamında yorulan ayaklara da bakım uygulamayı ihmal etmemek gerekir. Kapalı ayakkabının yol açtığı sertliklere ve hassaslaşmış bölgelere bakım yapın. Ayaklarınızı 5 dakika ılık sabunlu suda bekletip soyucu kremlerle sertlikler giderilebilir.

Estetik uygulamalar
İş hayatında genç, zinde, bakımlı bir cilt bizi mutlu edecektir. Cildin yaşlanmasına karşı uygulanan dermatoloğunuzun yapacağı karbon peeling, lazer işlemleri ile cerrahi işlemlere gerek kalmadan cildin yaşlanma süreci geciktirilebilir. Prp, mezoterapi ile lekelenmelere, cilt yaşlanmasına karşı önlemler alınarak, yeni ve genç bir cilt meydana getirilebilir. Ofis çalışanları için bu işlemler son derece pratik olup yemek arasında yapılabilen, kişinin sonrasında rahatlıkla işine devam edebileceği tedavi yöntemleridir.

Pürüzsüz bir cilt için maden suyu
İş hayatının stresinden kurtulmak için iç bakım dediğimiz antioksidan görevi olan A ve C vitaminleri içeren yiyecekleri tüketmeye çalışılmalıdır. Özellikle lifli yeşillikler, turunçgiller, domateste bulunan doğal ve güçlü bir antioksidan olan likopen, kalkan görevi yaparak deriyi korur. Maden suyu, cilt güzelliğine önem veren bayanlar için güzellik ve sağlık kaynağıdır. Özellikle iş ortamının stresine karşı pürüzsüz bir ankara travesti cildi için bol maden suyu içilmelidir. Rezene çayı, papatya, sarı kantaron gibi bitkisel çaylar içeriği ile gevşeyip daha iyi uyunmasına yardımcı olur.

Cildimize belli bir düzen içinde içerden ve dışarıdan yapılan bakım, bizi bir yandan güzelleştirirken öte yandan yoğun çalışma temposuna karşı kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlar ve yıllar içinde yıpranmamıza engel olur.

Dr. Acay, hastanın elini saçına her götürdüğünde elinde saçların kalmasının ve sabahları yastığında saç bulmasının saç dökülmesi hastalığının belirtisi olduğunu ifade etti.

Dinlenme döneminin sonunda saçların döküldüğünü ve yeni bir büyüme dönemi başladığını söyleyen Dr. Acay, “Günlük ortalama 50-100 tel saç dökülür. Bundan daha fazla olan miktarlarda aşırı saç dökülmesidir” dedi.

Saç dökülmesiyle karşılaşan ankara travestileri genellikle kendisini fiziksel ve ruhsal olarak zayıf görmeye başlıyor ve bu durumdan kurtulabilmek için değişik yöntemlere başvuruyor. Her saçın kendisine ait bir yaşam döngüsü olduğunu anlatan Dermatoloji Uzmanı Dr.Mehmet Coşkun Acay, bu evrelerin büyüme, geçiş ve dinlenme olduğunu söyledi.

ERKEK TİPİ DÖKÜLME TRAVESTİLERDE SORUN YARATIYOR
Saç dökülmesinin nedenlerini uygun olmayan saç kozmetiği kullanmak, mantar hastalıkları, egzema, radyasyon tedavisi, frengi ve saçın gergin topuz yapılması olarak sıralayan Dr. Acay ayrıca dökülmenin çeşitli nedenlerle de olabileceğini söyledi.

Günümüzde en sık karşılaşılan saç dökülmesinin yüksek ateş, çocuk doğurmak, enfeksiyon hastalıkları,stres, büyük ameliyatlar, tiroid hastalıkları, protein yetersizliği, çeşitli ilaçlar, demir-çinko eksikliği ve mevsimsel nedenlerle oluşan tolejen saç dökülmesi olduğunu ifade eden Dr. Acay, tolejen saç dökülmesinin 6-8 ay sürebileceğini belirtti. Saçın yuvarlak alanlar halinde bölgesel olarak dökülmesinin, sık görülen ve saç kıran (Alopesi Areata) olarak adlandırıldığını anlatan Dr. Acay “Tedaviye dirençli bu dökülme tipinin uzun yıllar tekrarlayabilme olasılığı vardır” dedi.

Erkeklik hormonlarının neden olduğu erkek tipi saç dökülmesinin travestiler de sıklıkla görüldüğünü anlatan Dr. Acay, bu tip dökülmenin erkeklerde 20 yaşından sonra travesti partnerler ise daha erken yaşlarda başlayabileceğini belirtti. Dr.Acay, bu tip saç dökülmesi şikayeti olan travestiler hormonal durumun mutlaka sorgulanması ve araştırılması gerektiğini belirtti.

DOĞRU TEŞHİS TEDAVİYİ KOLAYLAŞTIRIYOR
Saç dökülmesinin asıl nedeni anlaşılmadan doğru bir tedavi uygulanamayacağını belirten Dr. Acay, saç dökülmesi şikayeti olan hastanın beslenme alışkanlıkları, kullandığı ilaçlar, ailesel saç dökülme hikayesi, geçirdiği hastalıklar, saç bakım alışkanlıkları ve hormonal durumu hakkında bilgi edinilmesi gerektiğini ifade etti.

Doğru tanı konmasının birçok hastada tedaviyi kolaylaştırdığını söyleyen Dr. Acay “Gerçek nedenin belirlenmesi için, saçlı derinin ve saçın muayenesinin yapılması, saçların mikroskopik incelenmesi, çeşitli kan analizleri ve saçlı deri biyopsileri gerekebilir” dedi.

Dr. Acay, Saçın tekrar geri çıkma olasılığının olmadığı ve saç köklerinin tamamen hasar gördüğü durumlarda hastalığın tedavisi olmadığını , bazı hastalıklarda durumun korunabileceğini söyledi.

KOZMETİK ÜRÜNLER DÖKÜLMEYİ DURDURMUYOR
Özellikle erkek tipi saç dökülmesinde kullanılan ilaçların 6 ay – 1 yıl arası kullanıldığında saç dökülmesini durdurduğunu ve ince saçları kalınlaştırabildiğini anlatan Dr. Acay, dışarıdan uygulanan kozmetik ürünlerin saçı parlaklaştırdığını ancak yeni saç çıkışını desteklemediğini ifade etti .

Biotin, çinko, sistein, E vitamini, bitkisel kombinasyonlar ve su bazlı organik biyolojik silikon gibi saç hücrelerini uyarıcı destek ürünlerinin de saç dökülmesi tedavisine yardımcı olarak kullanılabileceğini belirten Dr. Acay “Lokal ya da sistemik tedavilerin yetersiz kaldığı şartlarda saç nakli gibi cerrahi işlemler günümüzde son teknoloji ile başarılı bir şekilde yapılmaktadır” dedi.

Özellikle kış aylarının vazgeçilmezi olan çay, keyifli anlarda içilecek sıcacık bir mola olmanın yanı sıra güzelliğin kapılarını da aralıyor.

Aknelerinizi giderin
Eğer yüzünüzde sivilce çıkacağına dair işaretlerin farkına vardıysanız önleminizi çayla alabilirsiniz. Bir poşet çayı birkaç dakika sıcak suda demledikten sonra poşeti çıkarın ve biraz soğumasını bekleyin. Sonra sivilcenin çıkacağı yere koyun ve 5-10 dakika sivilcenin üzerinde bekletin. Poşeti aldıktan sonra sivilcenin olduğu yeri bir süre yıkamayın. Sivilce üzerinde yarattığı etkiye inanamayacaksınız!

Cilt yenileyici maske
Bu maske cildinizdeki toksinlerin atılmasına yardımcı olacak. Üç yemek kaşığı yoğurtla bir tatlı kaşığı bal ve çayı karıştırın. Gözlerinizi koruyarak yüzünüze sürün ve 20 dakika beklettikten sonra yıkayın. Cildinizdeki yumuşaklık ve canlılık hissini hemen fark edeceksiniz.

Cildinizi canlandırın
Özellikle kuru ciltli ankara travestileri için kurtarıcı görevi gören çayı güvenle kullanabilirsiniz. Nemlendirici yüz kreminizin içerisine biraz çay ekleyin ve yüzünüze gece yatmadan önce sürün. Sonra cildinizi ılık suyla yıkayın ve kurutun. Cildinizin yumuşacık olduğunu göreceksiniz. Çayın içeriğinde bulunan doğal astringent isimli madde doğal bir sıkılaştırıcıdır. Bu nedenle cildinizi sadece çayla yıkama bile canlanmasına yardımcı oluyor.

Not: Yapılan araştırmalara göre yüzü siyah ya da yeşil çay ile yıkamak cilt kanserinden de korunmaya yardımcı oluyor.

Saçlarınızı parlatın
“Saçlara da çay sürülür mü?” diye sormayın. Eğer saçlarınız yıprandığı için cansız ve mat görünüyorsa çay banyosu gibisi yok. Saçlarınızı ilk olarak normal şampuanınızla yıkayın ve durulayın. Sonrasında daha önce demlediğiniz çayı saçınıza dökün ve yaklaşık beş dakika kadar saçınızda bekletin. Saçınızı duruladıktan sonra kurutma makinesi yardımıyla değil de kendi kendine kurumasını bekleyin. Ardından saçınıza istediğiniz gibi şekil verebilirsiniz.

Çayın içeriğinde bulunan tein adlı madde hem uyarıcı hem de susuzluğu giderici özellikler içeriyor. E vitamininden 20 kat daha güçlü bir antioksidan olan polifenol adlı madde ise kan dolaşımını hızlandırırken, hücrelerin oksitlenmesini önlüyor ve cildin yaşlanmasını geciktirerek sıkılaştırıcı bir etki sağlıyor.

Şiş gözlerden kurtulun
Özellikle yorucu bir günün ardından ya da bilgisayar karşısında uzun süre kaldıysanız veya akşam çok geç uyuduysanız, travesti partnerlerin gözleri şiş ve yorgun görünebiliyor. Fakat bu durum canınızı sıkmasın. Birçok derde çare olan çay şiş gözler konusunda size yardımcı olabilir. Bunun için iki poşet çayı yarım çay fincanı kaynar suda 15 dakika demleyin sonra buzdolabında biraz soğumasını bekleyin. Buzdolabında soğuduktan sonra iki parça pamuğu çaya batırın, sıktıktan sonra göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin ve yaklaşık 10 dakika kadar bekletin. Gözlerinizin çok daha iyi göründüğünü göreceksiniz.

Parlak Beyaz Diş İsteyen Ankara Travestileri İçin Pratik Öneriler

Güvenle ve bembeyaz dişlerle gülümsemek sizin için önemliyse dikkat etmeniz gereken 7 ipucunu Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Banu Okur Çakmakcı anlattı.

Şekerden uzak durun: Şeker diş çürümesinin en büyük suçlusudur. Bakteri ve asit oluşumuna neden olarak diş minesini ve diş etlerini yıpratır. Şekerden vazgeçmeniz zorsa, azaltın; her yemekya da aperatif sonrası dişlerinizi fırçalayın ve diş ipi kullanın.

Diş hekiminizi ziyaret edin: Yılda en az 2 defa yaptıracağınız kontrollerle erken aşamadaki çürük, diş eti hastalığı, travma ya da kanser gibi problemlere büyümeden müdahale edebilirsiniz.

Asitli içeceklerden uzak durun: Fosforik ve sitrik asit içeren içecekler diş minesinin hassasiyetini artırarak daha kolay aşınmasına neden olur.

Diş ipi kullanın: Diş ipi sağlıklı diş ve diş etleri için vazgeçilmezdir. Fırçalama gibi yanlış yapıldığında diş eti hattına zarar verebilirsiniz. Bunun için diş ipini yaklaşık 30 cm kesin. Her iki elinizin orta parmaklarına sarın. İki dişin arasına yerleştirin. Dişi sararak ipi yukarı çekme hareketiyle temizleyin. İpi kesinlikle aşağı yukarı itmeyin.

Sigarayı bırakın: Sigaradaki nikotin ve katran ankara travesti dişlerinde sarı, çirkin lekelere neden olur. Ayrıca dişlerde ve diş eti çizgisi boyunca bakteri ve plak oluşumuna yol açar. Bu durum diş ve diş etlerinize zarar vererek diş kaybı riskinizi artırır. Daha da kötüsü sigara ağız kanserinin en büyük nedenlerinden biridir.

Doğru diş fırçası kullanın: Diş yapınıza göre hekiminiz belirleyeceği nitelikte diş fırçası kullanın. Böylece fırçanızın diş ve diş etlerinizi yaralamasına engel olurken; fırçanızı ne zaman değiştirmeniz gerektiğini de fark edebilirsiniz.

Uygun teknikle diş fırçalayın: Diş fırçanızı 45 derecelik açıyla tutun ve diş eti çizgisine doğru nazik ve kısa, dairesel hareketlerle en az 2 dakika dişlerinizi fırçalayın. Ancak bunu yaparken kuvvet uygulayarak aşırıya kaçmayın. Çünkü agresif fırçalama diş ve diş etlerinize zarar verebilir.

Travestiler, günümüzde basınç terapi, vakum terapi ve mezoterapi gibi farklı yöntemleri denemelerine rağmen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanlarından Dr. Cafer Abbasoğlu’na göre ise en bilinçli ve en zahmetsiz tedavi yöntemi ise sklerosellüloterapi olduğunu söyledi. Bu yöntemle ile çirkin selülit görüntüsünün ortadan kalkacağını belirten Abbasoğlu tedavinin sadece 20 dakika sürdüğünü belirtti.

Tedavinin içeriği hakkında bilgi veren Abbasoğlu, ‘Tedavide öncelikle travesti cilt yapısına göre seçilen sklerozan ile cilde göre tanımlanan hipertonik solüsyonlar karıştırılır. Daha sonra 20 dakika gibi kısa bir sürede bu karışımdan elde edilen köpük şeklindeki ilaçlar ince kılcal damar içine verilerek damarların büzüşme yapıp kapanmasını sağlar’ dedi.

Özellikle üst baldırda ve kalça çevresinde damar içinden cilt altına ve damar çeperinden çevreye dağılan bir karışımı olduğuna değinen Abbasoğlu, bu ilaçla selülit kümelerinin etkilendiğini selülit görüntüsünü büyük ölçüde yok ettiğini vurguladı.

Bu tedavinin uzman hekimler tarafından tek seanslık işlem halinde yapıldığına dikkat çeken Abbasoğlu, komplikasyonsuz olması, uzun süreli diyet ve uygulamalara gerek duyulmaması gibi özellikleriyle son yıllarda ankara travestileri selülit tedavileri arasından en çok tercih edilen tedavi olduğunu ifade etti.

Selülitin oluşma nedenlerini de açıklayan Dr. Abbasoğlu, yanlış beslenme, hormonal ve kalıtsal sebepler, kronik kabızlık, doğum kontrol hapı kullanımı, alkol tüketimi gibi problemlerin selülitin başlıca sebepleri olduğunu söyledi.

Selülitin her yaş grubunda çıkabileceğini özellikle vurgulayan Abbasoğlu, bol su içmek, düzenli spor yapmak, alkol ve sigara kullanmamak ve düzenli beslenerek (tuz, şeker ve kafeinden uzak durulmalı bol protein tüketilmeli) selülit oluşumunun engellenebileceğini belirtti.

Travestiler İçin Anti-selülit Diyeti

Genetik mirasınıza, beslenme düzeninize ve hareketlilik derecenize bağlı olarak özellikle kalça ve bacaklarda görülebilen, ergenlik, hamilelik, menopoz dönemlerinde oluşumu artan ankara travesti selülit probleminden uzak kalmak için sağlıklı beslenme kurallarına dikkat etmeli, anti-selülit püf noktalarına uymalısınız. Diyetisyen Derya Zünbülcan anti-selülit diyetinin püf noktalarını aktarıyor.

Anti-selülit diyeti püf noktaları

Doymuş yağlar, aşırı hayvansal protein alımından uzak durun. Kırmızı et tüketiminizi haftada bir ile sınırlandırın.

Soya, üzüm çekirdeği, kakao, kuşkonmaz, beyaz lahana, somon balığı, keten tohumu, soğan, sarımsak, kerevizi diyetinize ekleyin.

İdeal kilonuza inin. Fazla kilolu olma durumunu takiben hormonların düzensiz salgılanması selülit problemini artırır.

En güzel detoks yöntemi su içmektir. Vücudu toksinlerden arındırmak için su tüketiminize dikkat edin. Günde 2-2,5 litre su tüketin.

Haftanın en az 3 günü düzenli olarak 45 dakika tempolu yürüyüş yapın. Yürüyüşün yanında yüzme, pilates, jimnastik gibi sporları yaparak kan dolaşımınızın düzenlenmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Çok sık kilo alıp vermekten yani yo-yo diyetlerinden sakının.

Yüksek lif içeren besinleri tüketerek vücudunuzdan toksik madde atılımını kolaylaştırın. Aldığınız her 1000 kkal için 10-13 gram yani günlük ortalama 25-30 gram posa tükettiğinizden emin olun. Bol miktarda posa içeren sebze, meyve, tam tahıl ve kuru baklagilleri beslenme planınıza dâhil edin.

Antioksidan vitamin ve minerallerden zengin beslenmeye özen gösterin. A, C, E vitaminleri, çinko ve selenyum içeren besinleri diyetinize ekleyin.

Potasyum, selülit probleminden kurtulmak isteyenler için önemlidir. Kayısı, portakal, kivi, kavun, karpuz, muz gibi besinleri tüketin.

Her öğün taze meyve ve sebzelerden en az birini tüketin. Tüm ana öğünlerinize bol limonlu salata ekleyin. C vitaminin selüliti azaltıcı etkisi vardır. C vitamininden zengin kivi, portakal, şeftali gibi meyvelerden de faydalanabilirsiniz.

Aşırı yağ ve tuz içeren şarküteri ürünlerinden, hazır gıdalardan, fast food ürünlerinden ve rafine edilmiş ürünlerden uzak durun.

Ne yediğiniz önemlidir. Ancak ne yediğiniz kadar önemli olan bir başka nokta ise nasıl pişirdiğinizdir. Kızartma, kavurma gibi pişirme yöntemlerinin yerine buğulama, haşlama ve ızgara gibi selülit karşıtı pişirme yöntemlerini seçin.

Şeker, selülit oluşumuna katkı sağlayan bir maddedir. Tatlı ihtiyacınızı rafine şeker yerine meyve ya da stevya ile hazırlanmış meyve kompostoları veya sütlü tatlılar ile gidermeye çalışın.

Baharatları kullanmayı öğrenin. Yemeklerinizi tuz ile değil baharatlar ve limon ile tatlandırmaya başlayın. Farkı göreceksiniz.

Kafein tüketiminizi güvenilir sınırlar içerisinde tutun. Amerikan Clinical Journal of Nutrition kafein alımının günlük 400 mg ile sınırlandırılmasını öneriyor. 1 fincan Türk kahvesi ortalama 80-120mg kafein içeriyor. Koyu kahve, koyu çay tüketiminden kaçının.

Selülit bir dolaşım bozukluğu hastalığıdır. Bu nedenle damarlarınıza iyi bakmanız selülitlerinizden korunmanızın anahtarıdır. Selülitsiz bacaklar için dolaşım sisteminizin en büyük düşmanlarından olan alkol ve sigaradan uzak durun.

Hayatımız boyunca milyonlarca kere tekrarladığımız mimiklerimiz, cildimizde istemediğimiz kalın ve ince çizgiler oluştururlar. Botoks işleminde, direkt kasların içine, ince iğneler ile enjekte edilen Botulinum A ilacı, çizgilerin yaklaşık 4-7 gün içerisinde yok olmasını sağlar ve ayrıca yeni kırışıklıkların oluşmasını da engeller. Hastada daha canlı, birkaç yaş gençleşmiş bir cilt ortaya çıkar. Mutlaka uzman hekimlerce uygulanması gereken bu yöntemde, 6-9 ayda bir uygulama önerilir” dedi.

Migren tedavisinde botoks
Özellikle mimik kaslarının hareketine bağlı olarak ortaya çıktığını kaydeden Uzman Öznur, “Alın bölgesi, kaş arası, göz kenar çizgileri, üst dudak, boyun çizgileri, el, ayak, koltuk altı terlemeleri ve spasitede ve migren ağrılarında botoks kullanılmaktadır” diye konuştu.

Botoksun en çok üst yüz bölgesi kırışıklıklar için kullanıldığını belirten Uzman Öznur, Botoks işlemini de şöyle anlattı: “Uygulanacak alan temizlendikten sonra ince uçlu iğnelerle kas içine küçük dozlarda ilaç veriliyor. Uygulama için 10-15 dakikalık bir seans yeterlidir. İlk etki 3-7 gün içerisinde görülmeye başlar.”

Nelere dikkat edilmeli?
Tedavi ehil ellerde yapılmazsa bir takım komplikasyonlarla karşılaşılacağını vurgulayan Uzman Öznur, “Uygulanan yerlede morarma, göz kapakların ve kaşların düşmesi, çiftgörme, travesti göz kapağının dışarı kıvrılması. Alt yüz botoks uygulamalarında, konuşma ve yutma güçlükleri, yüz simetrisinin bozulması gibi durumlar olup geriye dönüşümleri bir süre sonra mümkündür. Âmâ tabi ki en iyisi bütün bu komplikasyonları oluşturmadan hastaların tedavisidir” şeklinde konuştu.

İşlem öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu belirten Uzman Öznur, “Hasta, aktif yaşamına işlem sonrasında dönebilir. Enjeksiyon yapıldığı için 4 saat kadar bu bölgeye temas edilmemesi, makyaj yapılmaması tavsiye edilir” dedi.

Kakao Yağı Travesti Selülitlerini Yok Ediyor!

Şifalı bitkiler satıcısı Alaattin Güler, kakao yağının bronzlaşmaya birebir olduğunu belirterek ‘ Kakao yağı bronzlaşmaya yarar. Kakao yağı doğum öncesi ve doğum sonrasında oluşan selülitleri yok eden bir yağdır’ dedi.

Yağ içerisinde herhangi bir katkı maddesinin bulunmadığını söyleyen Güler ‘Özellikle yaz aylarında kullanılıyor. Ankara travestileri daha çok ilgileniyor. Bu yağ istile yolu ile elde edilen bir yağdır. Katı ve sıvı haldedir. Katı olanı saf kakao yağıdır. İçerisine herhangi bir şey katılıp kullanılmaz. Katkısız olan bir yağımızdır. Katı olan kakao yağının fiyatı 150 liraya kadar çıkarken, sıvı olan yağımız 9 ile 10 TL arasında piyasa da satılıyor. Sağlık açısından herhangi zararı olmaz. Bronzlaşmaya birebir, çatlak ve yanıkları onarıcı özelliğe sahiptir ‘diye konuştu.

Çörek otu yağında şifa var
Güler, kakao yağına özellikle gurbetçilerin ilgi gösterdiğini belirterek, ‘Ayrıca istile yolu ve soğuk pres yoluyla elde edilen yağlarımız mevcuttur. Gurbetçilerimiz kakao yağını toplu halde alıyor. Özellikle de kantaron yağını alırlar. Çörek otu yağı alınır. Çörek otunun romatizmalı ağrılara, bel ağrılarına iyi geldiğini söyleyebiliriz’ dedi.